24 Kasım 2010 Çarşamba

Stres Yönetimi

     Bir ustanın herşeyden şikayet eden bir çırağı varmış. Çırak, başına gelen en küçük sıkıntıdan bile şikayet ediyormuş. Ustası birgün çırağını tuz almaya göndermiş. Tabii çırak, söylene söylene bakkala gitmiş. Döndüğünde "tuzun ne gereği vardı" gibisinden tuzu ustasına vermiş. Usta , bir avuç tuzu su dolu bardağa katıp içmesini emretmiş. Çırak ne yapsın ustası emretti , çaresizce tuzlu suyu içmiş.
  Usta sormuş "tadı nasıldı?"
  "Acı" diye kızgınlıkla cevap vermiş çırak.
     Ustası anlamlı anlamlı gülümseyerek çırağı bu defa tatlı su gölünün kıyısına götürmüş. Çırağa , bir avuç tuzu göle atmasını ,sonra da gölden su içmesini istemiş. Çırak söyleneni yapıp; tuzu göle atıp sonra da gölden kana kana su içmiş. Ustası sormuş:
  "Bu suyun tadı nasıldı?"
  "Bal gibi tatlı"
  "Tuzun tadını alabildin mi?"
  "Hayır"
      Bunun üzerine ustası çırağın yanına oturmuş ve ona ömrü boyunca unatamayacağı şu dersi vermiş:
  "Evladım! Hayatımızdaki sıkıntılar tuz gibidir: Ne azdır ne de çok. Sıkıntıların miktarı hep aynıdır. Ancak bu sıkıntıların kişiye ne kadar ıstırap vereceği, onun neyin içine koyulacağına bağlıdır.  Bir sıkıntın, ıstırabın olduğunda yapman gereken şey, duygularını genişletmektir. Bardak olmayı bırakıp göl olmaya çalışmaktır. O anda o sıkıntıların sonucundaki güzellikleri  görebilmektir."